Erdoğan: Yarım asırlık sabır mücadelemiz yavaş yavaş selamete eriyor
Ankara, 13 Temmuz (Hibya) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti 32. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı Kapanış Oturumu’nda konuştu.

Ankara, 13 Temmuz (Hibya) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti 32. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı Kapanış Oturumu’nda konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Toplantımızın ülkemiz, milletimiz, demokrasimiz, bölgemiz ve insanlık için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum. Öncelikle toplantımıza teşrif eden tüm arkadaşlarıma, tüm katkı verenlere, organizasyonun sorunsuz, sıkıntısız, son derece başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlayan tüm kardeşlerimize teşekkür ediyorum.
Bu sene biliyorsunuz önemli bir format değişikliğine gittik. Sunum ve soru-cevap odaklı toplantılar yerine daha kapsamlı interaktif oturumları tercih ettik. Bunun neticesinde tüm katılımcılar, kabine üyelerimize soru sorma, iletişime geçme, gündemi değerlendirme, şehirlerinin sıkıntılarını anlatma imkanı buldu. Yine bu sene ilk kez kamp marjında 2025-2026 Stratejik Plan Çalıştayı’nı yaptık.
Çalıştayda ön plana çıkan hususları genel sekterimizden aldım. İnşallah sizlerin önerileriyle şekillenen sorun alanları üzerinde daha fazla çalışılmasını sağlayacak, eksiklerimizin üzerine daha kararlı gideceğiz.
Görsellerinden sloganına ilk kez dün sabah dinlediğimiz yeni coşkulu şarkısından diğer düzenlemelerine kadar kampımız daha profesyoneldi, daha organizeydi. Detaylar üzerinde daha incelikle çalışılmıştı. Tüm bu yeniliklerin altında imzası olan genel sekterlik birimimiz ile Tanım ve Medya Başkanlığımızı ayrıca tebrik ediyorum.
AK Parti, geçmiş tecrübelerin ışığında bir bayrak yarışı anlayışıyla yaptığı her işte, düzenlediği her programda kendini geliştirmeyi sürdürüyor.
Her zaman olduğu gibi burada da kendimizle yarışıyoruz. İnşallah gelecekte de yola bu şekilde devam edeceğiz.
Terörsüz Türkiye sürecinde gelinen aşama ve bundan sonra atılabilecek adımlar, elbette en önemli gündem başlıklarımızdan biriydi. Bu konuda genel başkan vekilimizin, kapsamlı bir sunumu oldu. Ayrıca siyasi iletişim, teşkilat kültürü, Meclis grubu çalışmaları, kalkınma odaklı faaliyetler gibi önemli başlıklarda arkadaşlarımız bilgilendirmelerde bulundu.
2025-2026 Stratejik Plan Çalıştayımızda yol haritamızı belirlemiş olduk. Biz de bu süreçte katılımcı arkadaşlarla bir araya geldik, hasbihal ettik, taleplerini aldık. Sahanın nabzını tutmaya gayret ettik. Toplantımıza sunumlarıyla, sorularıyla, değerlendirmeleriyle katkı veren arkadaşlarımızın her birine teşekkür ediyorum. İnşallah burada ortaya çıkan ortak akıl, politikalarımızın geliştirilmesine, hayata geçmesine ışık tutacaktır.
Dünkü açış hitabımızda ifade ettiğimiz samimi, kuşatıcı ve derinlikli değerlendirmelerin hem kendi camiamız hem kamuoyumuz hem de komşularımız nezdinde olumlu karşılanmasından memnuniyet duyduk.
Dost ve kardeşlerimize güven veren, hasım ve rakiplerimize korku salan mesajlarımızın yerine bulduğunu görüyoruz. Milletimizin zaferlerle dolu şanlı bir maziden parlak bir istikbale giden kutlu yolculuğu hamd olsun yeni bir merhaleye ulaşmıştır.
Kardeşlerim, şunu unutmayın: Ülkemizin önünde yeni bir dönemin kapıları aralanıyor. Türkiye Yüzyılı ülkümüzü adım adım kuvveden fiile çıkartıyoruz. Milletimizi 47 yıl önce ayağına vurulan terör prangasından tamamen kurtarmanın eşiğine varmış bulunuyoruz.
Yarım asırlık sabır mücadelemiz, yavaş yavaş selamete eriyor. Bunun somut işaretlerini şimdiden görmeye başladık. Cuma günü yapılan merasim, bu bakımdan anlamlıydı. Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığımızın ve Türk Silahlı Kuvvetlerimizin riyasetinde kurulan mekanizmayla silah teslim sürecini sahada dikkatle takip ettik. Meclis Komisyonu’nun teşekkülünü zaten Meclis Başkanımız yürütüyor. Yakında oradan da somut haberler almayı ümit ediyoruz.
Arzumuz, grubu olan tüm siyasi partilerin Meclis çatısı altında atılacak adımlara hüsnüniyetle destek vermesidir. Kimsenin süreci akamete uğratmaya, baltalamaya, sabote etmeye, özellikle böyle bir meselede küçük hesap yapmaya hakkı yoktur.
Hayatta ve siyasette hemen her şeyin telafisi olur ama 86 milyonun birliğini, dirliğini, toplumsal barışını ve huzurunu etkileyecek böylesine hayati bir meselede işi yokuşa sürmenin, mızıkçılık yapmanın, uzlaşmaz tavır sergilemenin telafisi olmaz, benim milletim bunu affetmez.
Siyasetçilerin millete karşı görevlerini daha fazla hatırlamaları ve bunun icaplarını yerine getirmeleri gereken günlerden geçiyoruz. Bunu unutmayalım. Bir defa şunu Türkiye’deki her bir vatandaşımın bilmesini istiyorum. AK Parti olarak söz konusu Türkiye’nin ve Türk milletinin istikbaliyse biz herkesle konuşmaya hazırız. Bunu da samimiyetle arzu ederiz.
Eleştiriye açığız. Yeni fikirlere açığız. Tavsiyelere açığız. Tenkitlere açığız. Yeter ki Türkiye’nin faydasına olsun. Yeter ki bu milletin hayrına, menfaatine olsun. Tekrar altınız çizerek söylüyorum. Meseleyi ideolojik kavgaların, siyasi çekişmelerin, bambaşka ajandaların muhatabını pusuya düşürme kurnazlıklarının mezesi yapmayan herkesin olumlu-olumsuz her türlü görüşünün başımızın üstünde yeri vardır. Çünkü biz, kişi siyasi yapmıyoruz. Biz, çıkar siyasi yapmıyoruz. Biz, küçük siyaset yapmıyoruz. Biz, ülke siyaseti yapıyoruz. Türkiye siyaseti, medeniyet siyaseti yapıyoruz.
Ne yapıyorsak şehit yakınlarımız ve gazilerimiz başta olmak üzere milletimizin tüm fertlerinin hassasiyetlerini, ülkemizin gelecekteki çıkarlarını düşünerek yapıyoruz.
Hala bu sürece samimi bir temkinle, kuşkuyla, hatta mesafeyle bakanları da anlıyor, onların tereddütlerini gidermek için her türlü gayreti gösteriyoruz.
Unutulmamalıdır ki parametreleri şekillenen bu yeni dönem, sadece AK Parti’ye, sadece Milliyetçi Hareket Partisi’ne, sadece DEM’e değil, siyaset kurumunun tamamına, tüm siyasi aktörlere çok önemli mesuliyetler yüklemektedir.
Parti yönetimlerinin konuları birbirine karıştırmadan, bilhassa da siyasi ihtiraslarına gem vurarak sürece dahil olmalarını çok önemli görüyoruz. Aksi takdirde dün de ifade ettiğim gibi biz, üç parti olarak bu süreci sonuna kadar selametle götürmekte kararlıyız.
Dünyanın ve bölgemizin siyasi, sosyal, ekonomik, askeri bakımdan adeta yeniden yapılandığı bir dönemde ülkemizi hak ettiği yere ancak bu şekilde taşıyabiliriz. Büyük ve güçlü Türkiye’yi, ancak bu şekilde kurabiliriz.
İkinci Dünya Savaşı sonrası yeniden kurulan düzende yer almayı, önce tek parti CHP’sinin vizyonsuzluğu, ardından Demokrat Parti’nin başlattığı demokrasi ve kalkınma hamlesinin önünün darbelerle kesilmesi sebebiyle başaramadık. Aynı şekilde 1980 sonrası merhum Özal’ın ortaya koyduğu vizyon, kifayetsiz muhteris siyasetçiler tarafından göz göre göre heba edildi. Bunun bedelini milletçe hep beraber ödedik. İstikrasızlıklarla ödedik. Ekonomik krizlerle ödedik. Batan bankalarla ödedik. Sosyal çalkantılarla ödedik. Terörle, kargaşayla, gerilimle ödedik. Siyasi suikastlarla ödedik.
AK Parti’nin 23 yılı bulan iktidar süreci ise hiç şüphesiz Türkiye’nin her alanda çağ atladığı bugünlere hazırlandığı bir dönem oldu. Esasen iktidarımız boyunca da pek çok tuzağa, oyuna, senaryoya, sinsi saldırıya maruz kaldık. Allah’ın yardımı ve milletimizin sarsılmaz desteğiyle hepsinin üstesinden gelmeyi başardık.
Şimdi yeni bir senaryoyla karşı karşıyayız. Son dönemde yürütülen sokak tehditlerini, siyaset zırhına sığınılarak yapılan kanunsuz eylemleri, sorumsuz ve şuursuz siyasi söylemleri, son 23 yılda yaşadıklarımızdan bağımsız göremeyiz.
Bu sefer unutmayın, figüranlar farklı ama oyun aynı oyun. Çünkü biz bu tiyatroyu çok seyrettik. Amaçları da yöntemleri de aktörleri de artık çok iyi tanıyoruz. Dünyada kartlar yeniden karılıyor ve Türkiye, kendi iç gündemiyle meşgul edilerek yine bu değişim dalgasının dışında bırakılmak isteniyor.
Sadece terörsüz Türkiye sürecimizin, toplumda yeşerttiği umut iklimi değil, aynı zamanda ülkemizin stratejik hamleleri de baltalanmaya çalışılıyor.
Milli markaların hedefe konulduğu boykot listeleri yayınlanarak ekonomi programımıza zarar verilmek isteniyor. Türkiye’nin kendi meselelerini kendisinin çözmesi, sorunlarına yerli, milli çözümler üretmesi engellenmeye çalışılıyor.
CHP’nin ve başındaki karikatür tipin tüm çırpınışlarına rağmen kendilerini ciddiye almayışımızın sebebi de yine budur. Biz, kiminle, hangi güç odaklarıyla mücadele ettiğimizin gayet farkındayız.
Bizim muhatabımız, kuklalar değil, onları istedikleri gibi parmaklarında oynatan kuklacılardır. Biz böyle söyleyince beyler hemen rahatsız oluyor. İyi de bizim dünkü kardeşlik manifestomuz bir insanı niye rahatsız eder? Türkler, Kürtler ve Arapların kucaklaşmasından tarihte olduğu gibi bugün de ittifak kurmasından bu ülkenin bir evladı niçin rahatsız olur?
Dün çıkmış bizi ümmetçilikle suçluyor. Ya Allah aşkına ümmetin birliğini, dirliğini, beraberliğini savunmak ne zamandan beri suç oldu?
Rabbim bizlere son nefesimize kadar milletimizle birlikte tüm Müslümanlar için, İslam ümmeti için hatta tüm insanlık için çalışmayı nasip eylesin.
Hedeflerimizle aramıza giremeyecekler. Bizi kutlu yolculuğumuzdan geri döndüremeyecekler. Bu ülkenin, yarım asırlık terör prangasını ayağından söküp atmasına mani olamayacaklar.
Terörsüz Türkiye, kalkınmış, güçlenmiş, refahını artırmış, vatandaşlarının hayat standardını daha da yükseltmiş bir Türkiye demek. Bunun için her fırsatta kazanının 86 milyon olacağını vurguluyoruz.
Bakın bugün dünden hamd olsun daha iyiyiz. Yarın bugünden de iyi olacağız. Evlatlarımız ise Allah’ın izniyle çok daha iyi olacak. Onlar inşallah terörsüz bir Türkiye’de, terörsüz bir bölgede yaşayacak.
81 vilayetimizin yanı sıra dünyanın dört bir yanında eller semaya bizim için açılıyor. Gazze’de, Şam’da, Kudüs’te, Irak’ta, Pakistan’da, Somali’de ve daha pek çok yerde mümin yürekler, bizim için bu kadronun başarısı için dua ediyor.
Önümüzde çok net iki seçenek var. Ya bu duaların, bu beklentilerin hakkını layıkıyla vereceğiz ve tarihin, ecdadın, medeniyetin, milletin bize yüklediği sorumluluğa sahip çıkacağız ya da Allah korusun milletimizin gönlünden sarkıt olmakla kalmayacak, yönünü bize dönmüş milyonlara hayal kırıklığı yaşatmış olacağız. Buradaki hiçbir kardeşimin böyle ağır bir vebalin altına girmeyeceğine ben inanıyorum.
Şimdi Türkiye Yüzyılı’nı yükseltme vaktidir. Türkiye’yi güzel günlerin, çok daha güzel yarınların beklediğini görüyor ve bu milletin bir ferdi olarak şimdiden bunun heyecanını titreyerek yaşıyorum.
AK Parti 32. İstişare ve Değerlendirme Toplantımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum.”
Hibya Haber Ajansı© Copyright 2025 catalcagundem Tüm Hakları Saklıdır. Web sitemiz Hibya Haber Ajansı Abonesidir.